DEM Parti öncülüğünde Diyarbakır’da 21 Mart’ta kutlanacak Newroz deklarasyonu açıklandı.
Sur ilçesindeki Mardin Kapı’da düzenlenen programda konuşan DEM Parti Eş Genel Lideri Tuncer Bakırhan, “Bir bütünden Kürtlerin işçilerin, ezilenlerin ne istediğini bu tarihi davete ne kadar sahip çıktıklarını Türkiye kamuoyuna, Türkiye iktidarına ve devletine de tıpkı vakitte duyurmak üzere bir sorumluluğumuz var” dedi.
‘ÖCALAN’IN DAVETİNE UYGUN’
Bakırhan, konuşmasında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile devlet kurumlarının entegrasyonu konusunda yaptığı mutabakata da değinerek, şu tabirleri kullandı:
“Yine dün siz de takip ettiniz. Bir davette Suriye’den geldi. O da çok değerliydi. O da yeniden halkların varlığı olan direnişin bayramı olan nevruz bayramının haftasına denk geldi. Orada da yapılan mutabakat çok net, Öcalan’ın davetine uygun tekçilikten, mezhepçilikten uzak, Kürdün, Alevi’nin, Arap’ın, Dürz’ün, Hristiyan’ın, Ermeninin, öbür hakların ve inançların demokratik bir yerde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı. İşte bu Newroz niçin değerlidir? Hem Suriye’deki mutabakatın, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ulaşması için hem Öcalan’ın çatışma ve şiddet yerine barışçıl demokratik yerde daha güçlü bir gayret yürütme davetine bir yanıt olacaktır. Onun için bu her iki gelişme nevruzda taçlandırılacak. Newroz’da bu her iki gelişmeye nasıl baktığımızı, nasıl yanıt verdiğimizi daima birlikte ortaya koyacağız.
Barış Türkiye’de konuşulur hale geldi. Suriye’de barış konuşulur hale geldi. Eşit ve demokratik bir yerde Kürtlerin kimlikleriyle yaşayacakları bir Suriye daha mümkün hale geldi. Onun için emek veren, bedel ödeyen, sahip çıkan, bütün yasaklara, baskılara karşın dinmeyen, durmayan, bu surların etrafında, kenarında, üzerinde halkların özgürlük bayramını kutlayan sizlere halkımıza ne kadar hürmet duysak, ne kadar kutlasak, tebrik etsek azdır. Evet, çok çaba ettik. Çok büyük bedeller ödedik. Artık geldiğimiz noktada barışı taçlandırma, Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturma, Orta Doğu’daki tekçi sistemler yerine bütün farklılıkların kendi kimlikleriyle yaşayacakları bir yere yanlışsız geldik. Öcalan’ın paradigması bugün Suriye’dedir. Suriye’de tekçiliği çalışanlar, Suriye’yi bir milliyete hapsetmeye çalışanlar o denli olmadığını çok yeterli anladılar. Onun için çok büyük çabalar verdiniz, bedeller ödediniz. Geldiğimiz noktada emeğiniz büyük. Artık 2025 nevrozuyla birlikte milyonlarla en hoş giysilerimizde, en düzgün türkülerimizde, en düzgün hislerimizle birlikte bu Newrozu kutlayarak Türkiye halklarına, Kürtlere, işçilere, ezilenlere yeni bir başlangıcın nasıl bir coşkuyla, nasıl bir kabullenme ile olduğunu kanıtlayacağız.”
‘O METİNDE NE KADAR KÜRT VARSA O KADAR ALEVİ VAR’
Suriye’de Alevilere yönelik katliamları kınadıklarını kaydeden Tuncer Bakırhan, “Suriye’de Alevi yurttaşlarımıza yapılan katliamı daima birlikte izledik, gördük, bunu kınadık, bunu eleştiriyoruz. Aslında Suriye’deki mutabakat metni Alevi yurttaşlara çabucak katliamdan sonra gelmesinden ötürü biraz dertli yaklaşıyor olabilirler. Lakin o metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var. Ne kadar Alevi varsa o kadar Hristiyan var. Ne kadar Hristiyan varsa o kadar Arap var. Suriye’nin bütün renkleri var” diye konuştu.
(ANKA HABER AJANSI)